30 Haz 2008

1-4 Temmuz Haftası Oynanan Maçlar

Cuma:
5. Hülya - Bilal: (9 - 6)
[Hülya'nın yorumu]: Bilal'in zaten yenileceğim düşüncesiye sahaya çıkmış olması, bana daha maçın başında 1-0'lık avans vermişti. Oyunumuz esnasında aslında maçlarına daha rahat çıkabileciği birikime sahip olduğunu hissetttim. Nitekim, her iki tarafın da topu topu 10 puanlık sayı peşinde deli danalar gibi sahanın her tarafında koşuşturduğu çok anlar oldu. Neyse ki bu ilk karşılaşmamızda kazanan taraf ben oldum.

4. Serkan - Aslı: (9 - 4)


Çarşamba:
3. Emre - Anıl: (9 - 8)
[Emre'nin yorumu]:
Anıl'a maç teklif ederken yenmek gibi kötü bir niyetim yoktu :), hatta maç içerisinde bile yenebilecekmişim gibi gelmedi. Ama çok çekişmeli bir maç geçti, 8-7'de servisini kırmayı başarıp 8-8 ve sonunda tie-break'te de yine heyecan ve çekişmeyle maçı aldım. Maç sonunda Hırvatistan'ı tarih yazarak 122'de geçen milli takım sevincini yaşamış olmam, sanırım Anıl'ın oynadığı tenisin gücünü ve kalitesini gösteriyor :) Bu güzel maç için teşekkürler Anılcım :) (tarzım da Ersel Bey'e mi benzedi ne??)

2. Serkan - Özge Y.: (3 - 9)

Salı:
1. Serkan - Fevki: (9 - 0)

27 Haz 2008

23-29 Haziran Haftası Oynanan Maçlar

Pazar:
9. Bilal - Rıfat (Klasman Dışı) : (9-7)
Ben yenilirsem işte böyle piramit şampiyonuna yenilirim :) ...
Cuma:
8. İlhan - Eser : (9-8)
İlhan ve Eser'i maç için eşleştirirken bu kadar çetin bir maç geçeceğini düşünmemiştim. Zira Eser'in bir şekilde bu maçı alarak Fırtına İlhan'ı yerinden edeceği aklımdan geçmişti. Hatta kortta fotoğraf çektikten sonra İlhan'ı göstererek Eser'e 3 oyundan fazla oyun kaptırma diye şaka bile yaptım. :) İlhan maç sonucunu telefon ederek bana ulaştırdı; 8-6 tie-break ile 9-8 maçı kazandığını ilettiğinde kulaklarıma inanamadım. Umarım çekişme olduğu kadar iki oyuncu da bu maçtan zevk almıştır.
.

7. Serkan - İlker : (7-9)
.
.
.
.
.
.
.


Perşembe:
6. Celil - Şahbende : (8-6)
Çok sevgili iki arkadaşımı itekleye itekleye korta çıkarttım. Sonra da kortta birbirlerine takılmalarını seyredek kenarada keyifle maçı seyrettim.
.
.
.
.
.
.



  5. Rıdvan - Rıfat : (3-9)
Rıfat yine top-spin'li forhand'lerini konuşturdu ve maçı kazanmasını bildi..
.
.
.
.
.
.
.



Çarşamba:
4. Serkan - Celil : (9-7)
[Ersel] Hiç planda olmayan ve sadece raslantısal olarak karşı karşıya gelen bu iki güleryüzlü arkadaşımızın oynadığı maçtan Serkan galip çıktı gözüküyor. Ama oynanan tenis ve alınan haz daha ön planda bence..:) Çünkü ben kortu terkederken skoru sordum; 7-7 olduğunu öğrenirken yüzler gülüyordu..







  3. Aslı - Yasemin : (6-9)
Aslı; bu sene ATK'da ders almaya başlayamış çiçeği burnunda bir tenisçi.. Piramide girdikten sonra ilk piramit maçına çıkmak için çekingen davranan arkadaşımıza biraz olsun baskı yaptığımı itiraf ediyorum. Gösterdiği cesaret ve çabadan dolayı kendisine ve aldığı ilk galibiyetten dolayı da Yasemin'e tebriklerimizi sunuyoruz..
  2. Ersel - Emre : (7-8)
Emre maça hızlı başlayıp skoru 8-2'ye kadar taşıdı. İlk yarım saatten sonra başka boş kort olmadığı için 5 numaralı kortta yaptığımız maç, korta girip çıkanlar tarafından sık sık bölünmeye başladı. Durum böyle olunca Emre'nin konsantrasyonu kalmadı ve servislerde oldukça fazla çift hata yapmaya başladı. Basit hataları da çoğalınca, ben maç tecrübemin sağladığı avantajlarıdan ve yaptığım hince vuruşlardanda faydalanarak üst üste beş oyun aldım. Durum 8-7 olduğunda zamanımız doldu ve sahamızın içinde bir sonraki kort rezervasyonunu bekleyen 4 kişiye sahamızı devretmek zorunda kaldık. :( Galibiyeti Emre'ye alırken ben de Emreden bir sonraki maçımız için söz aldım. :)
Geçen sezon sonunda Turan Hocanın Atlı Spor Kulübünde verdiği derslere Emre ile beraber başlamıştık. Ancak ben dizimden geçirmiş olduğum sakatlıktan dolayı derslere ara vermek zorunda kaldım. Emre'nin bensiz devam ettiği tenis dersleri işe yaramış... Gördüğüm kadarı ile daha az basit hata yapıyor. Zaman zaman da olsa, sert forehand vuruyor. Kendisini tebrik ediyorum.

Pazartesi:
1. Bilal - Faruk : (9-8)
  [Ersel] Piramidimizin yeni Kralı Bilal arkadaşımız olmuştur. Kendisini tebrik ediyor ve kralımız önünde saygıyla eğiliyorum :) Bilal'in hemen peşinde iki cengâver bayan oyuncumuz bulunmakta. Bir erkek olarak organizasyon komitesini Bilal'e yerini savunması için bilimum redbull yardımı yapma gündemiyle olağanüstü toplantı yapmaya davet ediyorum.. :))

  [Bilal'in yorumu] Maça çok kötü başladım. Korkak vuruşlarım nedeniyle 10 dakika içinde maç 0-4 olmuştu. Yan kortta çalışma yapan Serkan'ın Faruk'un moralini bozma çalışmaları sonrası bir oyun alabildim :)). Ama Serkan'ın çabaları da işe yaramadı ve skor 1-6 oldu. Daha sonra Milli Takımın son dakika mucizelerini feyz alarak korkak vuruşlarımı bıraktım ve skoru 8-7'ye getirdim. Tie-break oyununda ikimiz de çok yorulmuştuk, şans bana güldü ve maçı alabildim. Özellikle skor 1-6 olduktan sonra rallylerle geçen çok iyi bir maç oldu. Faruk'a güzel oyun ve centilmenliği için teşekkür ediyorum.
  [Serkan'ın yorumu] Bilal arkadaşım yorumunda "Serkan'ın Faruk'un moralini bozma çalışmaları demiş. Benim yaptığım sadece arasıra dinlenmek için banka oturup yaptıkları maçı seyretmekti. Faruk da izlenmekten olumsuz etkileniyormuş, hep beraber onu keşfettik :)

23 Haz 2008

Haftanın Tüyosu XII

VURUŞ İÇİN POZİSYON ALIRKEN...
  Vuruşlarınızda mükemmel bir denge sağlamak için iyi pozisyon almanız çok önemlidir. Temel vuruşlarınızı yaparken eğer öndeki dizinizi arkada kalan dizinizden daha fazla bükerseniz, belinizden öne doğru eğilmek zorunda kalırsınız ve kendinizi vuruşunuzun içine düşmüş halde bulursunuz.
  Burada yapılması gereken, arkadaki dizinizi (eğer sağ elinizi kullanıyorsanız; forehand vuruşunda sağ diziniz, backhand vuruşunda sol diziniz) öndeki dizinizden daha fazla bükmektir. Bu şekilde dizinizi gerektiği gibi büktüğünüzde, vuruşunuzu yapmak için öne doğru hamle yapmak zorunda kalmayacaksınız.
Düzenleyen: Z.Özge

22 Haz 2008

16-22 Haziran Haftası Oynanan Maçlar

Pazar:
9. Metin - Özgür : (9-7)
[Metin yorumluyor] Özgürle ODTÜ kortlarındaki maçımız oldukça çekişmeli başladı ve bu çekişme maç sonuna kadar devam etti. Birkaç oyunun 40-40'dan sonra sonuçlanması, diğerlerinin de 40-30dan önce bitmemesi nedeniyle 1.5 saata yakın bir maç oynandı. Oyun içerisinde çok güzel ralliler ve puanlar vardı. Özgür'ün adımlamaları ve vuruşları oldukça oturmuş durumda. Bütün toplara koşuyor ve çok büyük kısmını da çıkarıyor. Özellikle bir oyunda, oldukça alçaktan gelen ve uzağına düşmüş bir topa yetişip, kortun boş tarafına göndererek aldığı puan takdire şayandı. Maç boyunca oyunu önde götüren Özgür, 7-5 önde götürdüğü maçın son oyunlarında heyecanlanınca, maçı da 9-7 kaybetmiş oldu. Servislerini biraz daha oturttuğunda daha üst sıralara rahatlıkla çıkacağını düşünüyorum. Çok keyifli geçen bu maç için kendisine teşekkür ediyorum.
[Özgür'ün yorumu] Metin'le gerçekleştirdiğimiz oldukça eğlenceli ve çekişmeli karşılaşmanın sonlarına doğru Metin, oyununu bir üst seviyeye taşıdı ve haklı bir galibiyet aldı. Tebrikler (ve teşekkürler) Metin.
Cuma:
8. Eser - Yasemin : (9-3)
[Yasemin yorumluyor] Bizim maçımız da çok zevkli bir maçtı. Ama yine 3 sayıdan fazlasını alamadım :) yine de ezilmedim ama..
7. Hülya - Anıl : (9-7)
[Anıl Yorumluyor] Maçı 9-7 Hülya aldı ve ben bir kere daha yenilmiş oldum Hülya'ya... Durum 8-3 benim aleyhime geliştikten sonra biraz daha cesur ve sert oynamaya başladım ve üst üste dört oyun alarak neyseki skoru daha iyi bir duruma getirdim. Bir sonraki maçta da 9-8 yenildikten sonra Hülya'yı yenmeyi planlıyorum. :)
Perşembe:
6: İlyas - Anıl : (8-8)(klasman dışı)
5. Rıfat - Serkan : (9-4)
4. Ersel - Özge Y. : (9-5)
Çarşamba:
3. Özge Y. - İlhan : (9-2)
Salı:
2. Rıfat - Fevki : (9-3)
Pazartesi:
  1. Ersel - İlyas : (8-9)
İlyas şeytanın bacağını kırdıktan sonra benim de kolumu kanadımı kırdı :( 5-4'e kadar yenik götürdüğüm maçın skorunu 8-6 lehime çevirmeme rağmen maçı sonuçlandıramadım ve tie-break ile kaybettim. İlyas'ı tebrik ediyor ve ismini hedef listeme yazıyorum. Malesef liste giderek uzuyor bu aralar :(

20 Haz 2008

Bir yılın ardından

  Tenis piramidinin kuruluşunu 21 Haziran olarak kabul ediyoruz çünkü kayıtlarımızı kotrol ettiğimizde 21 haziranda ilk e-postaların mesajlarımızın dolaştığını görüyoruz.
  Bugün birinci yılımızı tamamladık. Geriye dönüp baktığımızda piramide girip-çıkanlarla birlikte 50 kişiye ulaştık. 2007 yılı yaz aylarında 100 maçı üstelik o sıcaklara rağmen tamamlamışız. Yaz başında olmamıza rağmen bu sezon yaklaşık 60 kez kortlarda buluştuk.
  Amacımız baştan beri aynı; arkadaşlarımız arasında tatlı bir rekabet yaratıp mümkün olduğunca tenis oynamalarına teşvik olmak, güzel bir ortam sağlamak ve dostça spor yapmak..Bundan sonra da faaliyetlerimizi aynı anlayışla devem ettireceğiz.
  Bu güne kadar bizlerle birlikte olan, tenis faaliyetlerine katılan bütün oyuncularımıza, organizasyon çalışmalarına katkıda bulunan; Özge, Ozan ve Rıfat arkadaşlarımıza, görüntüde komite karşıtı gözükse de destek olmak için elinden geleni ardına koymayan; Hamdi arkadaşımıza, organizasyon komitesi adına teker teker teşekkür ediyorum.
Ersel..

16 Haz 2008

Lizbon'dan İzlenimler

Deneme

Haftanın Tüyosu XI

KENDİ VURUŞLARINIZA GÜVENİN !
  İyi bir maç çıkarmanızın, maçı kazanmanızın anahtarlarından biri de “kendi içinizde kendinizle oynamanız”dır. Peki bu ne demektir? Bu, maç baskısı altındayken, sadece istikrarlı olduğunuz, kendinizden emin olduğunuz vuruşları yapmanızdır.
  Tabii ki bu, antrenmanda çalıştığınız değişik vuruşları kullanmamanız gerektiği anlamına gelmiyor. Ancak, bu vuruşun gerçekten sizin vuruşunuz olup olmadığını kendinize bir sorun.
  Muhtemelen antrenmanlarda, maçlarda olduğundan çok daha sert ve çok daha düzgün vuruşlar yapıyorsunuz. Bu vuruşlar aslında size ait değildir. Bu vuruşlar uzun vadede sizi daha iyi bir oyuncu yapar, ancak şu an için maçta kullanabileceğiniz vuruşlar değildir. Peki, neden?
  Derste veya antrenmanda bu tarz vuruşları denerken skor tutmazsınız, dolayısıyla bir maç baskısı yaşamazsınız. Ayrıca, karşınıza oldukça düzgün, benzer spinli toplar gelir. Bundan da ötesi, antrenmanda bu vuruşları kaçırdığımızda çok önemsemeyiz ve kaç tane topu dışarı attığımızı veya fileye taktığımızı saymayız, unuturuz. Halbuki, maçlarda yaptığımız bu tür hataları kolay kolay unutmayız.
  Böyle durumlarda şöyle bir yaklaşık kural uygulayabilirsiniz; kendinizi üst üste 10 veya daha fazla yaptığınız düzgün vuruşlarla sınırlayabilirsiniz. Bu vuruşlar, antrenmanlarda yaptığınız o muhteşem vuruşlardan çok farklı olacaktır. Ancak bu vuruşları kendi vuruşlarınız olarak düşünebilirsiniz.
  Kısacası, bir vuruş stilinde belli bir istikrar yakalayamıyorsanız, o vuruşu maçlarda denemekten kaçınmanızı tavsiye ederiz.
Düzenleyen : Z. Özge

9 Haz 2008

9-15 Haziran Haftası Oynanan Maçlar

Pazar:
  6. Ersel - Rıfat : (9-6) (klasman dışı)
Cuma:
  5. Rıdvan - Erşan : (9-1)
Perşembe:
  4. İlyas - Bilal : (9-6)
  3. Mesut - Faruk : 9-6 (klasman dışı)
[Mesut'un yorumu] Maç sonucuna bakan yanlış bir sonuca varabilir.. Faruk 9-6 skoruna göre çok iyi bir oyun ortaya koydu. Daha çok rakibin atak yapmasını önlemeye yönelik baselinea ve backhande yönelik vuruşlar yaptı. Daha önemlisi, gerekmediği sürece hücum oynamayarak akıllıca bir oyun ortaya koydu. Farukun azimli savunması da etkiliydi. Daha önce yaptığımız maçlara göre Farukun daha etkili olduğunu ve o klasik, rakibi tenisten soğutan yüksek toplardan ziyade daha etkili ve gelişmeye açık bir oyun oynadığını söyleyebilirim. Bir tek servislerini yavaş kullandı. Bizden daha üst düzey oyuncular yavaş servislerini rahatlıkla cezalandırabilirler.
Salı:
2. Ersel - Erşan : (9-4)
1. Faruk - Hülya : (9-5)
[Faruk yorumluyor] Ersel hocamın hafta sonu Hülya ile yaptığı maçtan sonra söylediği "basit hatalarımı düzeltmeden Saygılı kardeşleri yenmem hayal" yorumunu kendime şiar edinip çıktığım maçta rahat bir galibiyet aldım. Hülya'nın mütemadiyen backhand tarafına attığım toplarda hata yapması ve zayıf yönüm olan backhandime etkili toplar atamaması maçı kazanmamda etkili oldu. Artık bundan sonraki hedefim Saygılı İmparatorluğunun piramit üzerindeki hakimiyetini sona erdirmektir :) Perşembe günü Saygılı kardeşlerin diğer ferdini de yenerek bu emelime ulaşacağımı düşünüyorum :))

8 Haz 2008

2-8 Haziran Haftası Oynanan Maçlar

Pazar:
5. Özge Y. - Çağatay : (9-8)
Cumartesi:
4. Hülya - Ersel : (6-1) (7-6)
Hülya ile ODTÜ kortlarında ikinci maçımızı yapmak üzere karşı karşıya geldik. Zaman ve mekan müsait olunca maçı 2 set üzerinden ve avantaj uygulayarak oynama kararını verdik ve tam 2 saat kortu arşınladık. İlk set benim için tam bir kabustu. Karşı tarafa gönderdiğim her top geri dönüyordu. İkinci sette birazcık olsun kendime geldim. Skoru 3-5 yenik durumdan 6-5'e getirsemde RoadRunner Hülya tie-break'i 7-0 gibi bir skorla alarak bana çok güzel bir ders verdi. Aldığım ders şu; basit hatalarımı düzeltmeden Saygılı kardeşleri yenmem hayal !! Çok çalışmam lazım, çoook. Eğlenceli geçen maçımızda göstermiş olduğu nezaket ve güler yüzü için kendisine teşekkür ederim. Yenilen pehlivan misali bir sonraki maçımızı dört gözle bekliyorum :)
[Hülya'nın yorumu] Hafta sonuna böyle güzel bir maç ve tabiki skorla başlamak çok iyi oldu. Maçtan bende oldukca zevk aldım. Özellikle ikinci setin çekişmeli geçmesi işi daha eğlenceli hale getirdi. Bir sonraki maçta görüşmek üzere...
Cuma:
3. Emre - Bilal : (9-8)
Perşembe:
2. Özge Y. - Eser : (9-5)
Salı:
1. Mesut - Ebru : (9-4)

3 Haz 2008

Haftanın Tüyosu X

TOPU FIRLATMAK MI, BIRAKMAK MI?

 Yeni başlayanlardan seri başı raketlere kadar pek çok oyuncuların genellikle servis esnasında topu fırlatmakla ilgili sorunları vardır. Sorunlu bir servisi düzeltmek için verilen tavsiyelerin başında da “topu fırlatmada pratik yapmak” gelmektedir.

 Aslında “fırlatmak” kelimesi biraz sorun yaratmaktadır. Bir futbol veya basketbol topunu fırlattığınızda, kolunuzu, dirseğinizi ve bileğinizi kullanırsınız. Ancak teniste topu fırlatmak derken kastedilen “topu bırakmak”tır, fırlatmak değil.

 Topu bırakırken, kolunuzu sadece kaldırır ve kolunuz yukarı doğru tamamen uzanmışken de topu serbestçe yukarı bırakırsınız. Parmaklar, bilek ve dirsek hareket etmez. Dolayısıyla bu hareket için fırlatmak kelimesini kullanmak, vücudunuzu veya vücudunuzun belli bölgelerini aşırı hareket ettirmenizi gerektiren bir hareketi tasvir eder. Ancak siz unutmayın ki, daha iyi bir servis için topu fırlatmayın, topu bırakın...

---------------------------------------------------

Bu yararlı bilgilere ek olarak önemli olan bir sey varsa o da topu doğru yere fırlatma daha doğrusu :) bırakmayı bilmektir. Bunun için aşağıda videosu da bulunan alıştırmayı yapabilirisiniz:(Not: alıştırma flat servis içindir)

alıştırma videosu için tıklayın

- Yere bir adet raket koyun(nasıl koyulacağı videoda var)
- Raket tutmayan elinize topu alarak hazır vaziyette bekleyin
- Topu parmak uçlarınızla avuç içi yukarı bakacak şekilde tutun
- Kolunuzu kırılmamış düz bir vaziyette yukarı kaldırarak eliniz en üst seviyeye cıktıgı anda bırakın
- Topun raket tellerine düşmesi gerekiyor
- Topun kaç kere raket tellerine düştüğünü sayın, bu sayıyı artırmaya çalışın...

1 Haz 2008

26 Mayıs - 1 Haziran Haftası Oynanan Maçlar

Pazar:

10. Ersel - Özgür : (9-5)

Özgür ile pazar sabah 8'de ODTÜ tenis kortlarında buluşmak üzere sözleştik. Kortlara ulaştığımda, benden hemen önce varmış olan Özgür arabasından malzemelerini çıkartıyordu. Bizen başka kimsecikler yoktu. Sessizliği sadece kuş cıvıltıları bozuyordu. ODTÜ'nün güzel havasını soluyarak raketlerimizi elimize aldık. Zemini yenilenmiş olan kortların durumu gerçekten harika. Kortların aralarına da yüksek ağ gerilmiş. Kortlarda tek eksik; molalarda kullanabileceğiniz oturacak gölge bir yer. Eh, bu kadar güzel bir ortam olunca içimizden geldiği gibi toplara asıldık. Maçımızın sonrasında da bir saatlik antreman yaptık. Çok güzel bir sabah sporu oldu benim için. Teşekkürler Özgür.

Cuma:

9. Emre - İlyas : (9-0)

Metin'le maça çıkarken yan sahada İlyas ile maça çıkmaya hazır bekleyen Emre'yi gördüm. Biz maça başladık ancak İlyas hala görünürde yoktu. Bu maç sonucunda, hükmen Emre galip sayılırken, İlyas'ın hanesine bir mağlübiyet, Piramidimizin hanesine de rezerve edilen sahalara çıkılmaması durumunda ücret isteneceğine dair görevliler tarafından verilen bir uyarı düşüyordu.

8. Ersel - Metin : (9-3)

Metin ile en son geçen sezon oynamıştık. O zamandan bu yana kat ettiği gelişmeyi yakından gördüm. Özgür ile beraber aldıkları tenis dersleri tamel vuruşlarına yansımış. Öyleki beni forehand tarafında bile zaman zaman zor duruma düşürdü. Çok pratik yaparak ve ayaklarına hız kazandırarak daha iyi oyunlar çıkaracağını düşünüyorum.


Perşembe:

7. Hülya - Faruk : (9-6)

[Faruk yorumluyor] Hülya'nın anasının ak sütü gibi hak ettiği bir maçtı. Kendisini can-ı yürekten kutluyorum. Maçtan önce biliyorudum ki herkesin gönlünde Hülya'nın kazanması yatıyordu. Özellikle Anıl'ın Bilal karşısında kazanması ile piramidin ikinci sırasının bayanlar tarafından işgal edilmesi Ersel'in hayaliydi. Açıkçası maç öncesi kendime olan aşırı güvenim bunun sadece bir hayal olacağını bana düşündürüyordu. Oyun 4-3'e gelene kadar maçı kaybedeceğime dair en ufak şüphe yoktu. Sonra ne olduğunu anlamadan 7-3 yenik duruma düştüm. Sonrasında risk alıp köşelere attığım topları Hülya'nın müthiş bir özgüvenle bir şekilde çıkarması ve inanılmaz bir şekilde hemen hemen hiç basit hata yapmaması sonumu hazırladı. Bir musibet bin nasihatten iyidir derler. Biz de bu musibetten gereken dersleri çıkaracağız. Bu arada yeri gelmişken Anıl Hanımı da tebrik etmek isterim.
[Hülya'nın yorumu] Faruk'la iki senedir devam eden çekişmenizin son randevusu benim lehime oldu. Kendisine yapmış olduğu iltifatlar için teşekkürler. Aslında maça her ikmizde tutuk başladık. Yapmış olduğum korkar vuruşlarım için kendime kızıyordum ki imdadıma Faruk yetişti. Kendi kendime madem bugün doğru dürüst topa vuramayacaksın ne yap et topu karşıya geçir hata Faruk'tan gelsin dedim. Ve !!!! Sonuca, Faruk'un oyununu çözmüş olmamın yanında, itiraf ediyorum maçın ucunda bira olması da katkıda bulundu. Ha birde Ersel'in desteğinin benimle birlikte olduğunu açık seçik olarak maç boyunca ifade etmiş olmasını göz ardı etmemem gerekiyor..
[Ersel'in Yorumu] Maçın sonucunu büyük bir zevkle yazdım :) Üç kere karşılaştığım ama bir türlü bileğini bükemediğim Faruk'un Hülya tarafndan devrildiğini görmekte varmış.. Maç uzun rallilere, bol koşuşturmaya sahne oldu. Hülya'nın her topa koşan mücadeleci oyunu ve topu karşıya ne olursa olsun geçirmek için gösterdiği azmi karşısında Faruk da direnemedi. Bu maç sonunda 2. basamak bayan tenisçilerimizin hegemonyasına geçti. Üzgünüm Faruk :P tebrikler Hülya !!!

6. Rıdvan -Yasemin : (9-2)

Rıdvan hocam piramidin üst tarafındaki toz dumana karışmadan ısınma turlarına devam ediyor. Çok yakın bir gelcekte kendisini üst basamaklarda göreceğimize eminim. Yasemin de tenis eğitimine devam ediyor. Kendisini kortlarda daha çok görmek ümidiyle !!
.
.
.
.

5. Ersel - Fevki : (9-4)

Fevki Hocam oyunda 4-2 öne geçse de bu üstünlüğünü devam ettiremedi. İyi koşan, düzgün gelen toplarda az hata yapan bir yapıya sahip. Ancak derin ve sert soplar geldiğinde hata yapıyor. İtiraf etmem gerekirki 4-2'den sonra yavaş gelen servislerinden ve zaman zaman köşelere indirebildiğim toplarla maçı kazandım.





Çarşamba:











Yine Yıldırak Daş Kortlarındaydık. Bu nasıl tenis aşkıdır Hamdi ?!! :)


4. İlhan - Şahbende : (7-6)


[Şahbende yorumluyor] İlhan çamura yatarak son oyunu aldı.

[İlhan Yorumluyor] Kesinlikle hayır Şahbende çamura yattı (bunu 25'lik simitler gibi gülerken söylüyordu)...

[Ersel'in yorumu] Kim çamura yattı anlayamadım ama ikiside kan-ter içerisinde kalarak maçı bitirdi. İlhan cepsiz şortlarla maça çıkmaya devam ederse maçın uzaması nedeniyle, ben de yarım yamalak kalan maç sonuçları yazmaya devam edeceğim. Heyyy !! Komite uyuyo mu !? Bi sn. yaa ben komite üyesiyim :) Ne yapsak ki ? Acaba cepsiz şortla ya da beyaz çorapsız çıkanları hükmen mağlup mu saysak ? Neyseki böyle bir kuralımız yok, olsaydı bu maç baştan bitmişti.. :))


3. Anıl - Bilal : (9-4)

3. basamak 3 süper bayan tenisçinin işgali altındaydı. Hülya ve Ebru aralarında maç yaparken, sessizce Bilal'i maça ikna eden Anıl, aldığı galibiyetle yükselişine devam etti. Bakalım yarın Hülya da, Faruk karşısında aynı başarıyı gösterebilecek mi ?




Salı:


2. Hülya - Ebru : (9-3)






Maç çok çekişmeli başladı.. Fotoğraf çekimleri için yan sahaya geçerken skor 3-2 Ebru lehineydi. Döndüğümde Hülya 8-3 öne geçmişti. Ben ne oldu anlamadım... Maç bittiğinde Ebru da Hülya'ya "Ben bu maçtan bişi anlamadım sana bir maç teklifi daha yapacağım" diyordu. Tabii hemen araya girdim: "Sıraya gir, önce ben oynayacağım" :)

1. Mesut - İlyas : (9-2)

İlyas, piramit'te gördüğüm en iyi forehand vuruş stiline sahip oyunculardan birisi. (Bir diğeri Rıfat).. Rally'lerde biraz daha az hata yapsa oyun başa baş gidecekti belki !! Ama malesef o da benim gibi çok "basit hata" yapıyor..Mesut'un da forehand vuruşları bana oynadığımız maçtan bu yana daha sertleşmiş gözüktü. Derinlere indirdiği toplarla sonuca gitti ve maçı açık farkla kazandı.