28 Nis 2009

27 Nisan-3 Mayıs Haftası Oynanan Maçlar

Çarşamba
  2. Serkan - Aziz : (3-4) (4-2) (klasman dışı)
Salı
  1. Mesut - Ersel : (4-1) (4-1)

HAFTANIN TÜYOSU -26

YUMUŞAK VE YAVAŞ TOPLAR

Durun tahmin edeyim, siz de hızlı oynamayı seven bir oyuncusunuz, ancak yüksek toplar atan, top kesen ve yumuşak vuruşlu oyun stiline sahip oyunculara karşı zorlanıyorsunuz, değil mi?

Rakipleriniz sert vurduğunda, topu karşılamak için çok az bir vaktiniz olduğu için hızla hareket eder ve topa koşarsınız, fazla düşünmezsiniz. Ancak bu demek değildir ki, yumuşak gelen bir topa yavaş hareketlenmelisiniz. Topa vurmak için sırf daha fazla zamanınız var diye, zamanınızı harcamayın. Rakibiniz yumuşak veya spinli bir top gönderdiğinde, daha fazla adım atmalı, ayaklarınızı daha uzun bir süre hareketli tutmalısınız ki, pozisyon alırken ve vuruş esnasında daha esnek olabilesiniz. Bunu yaptığınızda göreceksiniz ki, hata oranınız azalacak ve ayak hareketleriniz çok gelişecek.

Derleyen: Özge Y.

24 Nis 2009

19-26 Nisan Haftası

Salı:
  1. Rıfat - Hülya : (9-4)
Cumartesi:
  2. Özge Y - Serpil : (9-2)

Gurur tablomuz..


Bankamız Tenis Turnuvasında ilk iki sırayı paylaşan oyuncular..

22 Nis 2009

HAFTANIN TÜYOSU - 25

ELLER YUKARIYA...

Vole almaya hazırlanırken, boksörlerin maç esnasında dövüşürken ellerini nasıl tuttuklarını düşünün; ellerini yüzlerinin önünde tutarlar değil mi? Bunu sadece korunma amaçlı yapmazlar, aynı zamanda hızlı hücum etmek, yani hızlı yumruk atabilmek için de yaparlar.

Siz de bu tekniği kullanabilirsiniz. Vole alırken, raketinizi yukarıda ve vücudunuzun önünde tutarsanız voleye daha hazırlıklı olursunuz ve topla temasınız daha düzgün olur.


Derleyen: Özge Y.

19 Nis 2009

Merkez Bankası Tenis Turnuvası Sonuçları

Bayanlarda final maçının sonucu

  • Lale Gürsu - Anıl Göğebakan : 2-0
Erkekler final maçının sonucu

  • Hamdi Çelik - Salim Karakoyun : 2-0

Dereceye giren bütün oyuncuları kutluyoruz. Bizim arakadaşlarımızı daha bi çok kutluyoruz :)Ayrıca turnuvaya katılma medeni cesaretini gösteren bütün arkadaşlarımızı da tebrik ediyoruz. Bol tenisli günler/haftalar dileği ile..

18 Nis 2009

Merkez Bankası Tenis Turnuvası (cumartesi)

Bankamız tenis turnuvasında, cumartesi günü yine çok çekişmeli ve güzel maçlar seyrettik.
Bayanlar grubunda 2.seri başı olan Anıl, Ebru ile yapmış olduğı yarıf final maçından galip çıkarak, finale adını yazdırdı. Diğer kortta mücadele veren "Speedy" Hülya malesef tecrübeli oyuncu Lale Hanım'a yenilmekten kurtulamadı.
Bayanlar grubunda yarı final maçları oynanırken erkekler grubunda çeyrek final maçları başladı.. İlk süpriz Salim Bey'den geldi; çok akıllı bir oyun sergileyerek 1 numaralı seri başı olan Remzi Bey'i turnuvadan elemeyi başardı... Diğer taraftan 2. Seri başı olan İbrahim Bey zorlanmadan yarı finale çıktı.
Erkekler çeyrek finalinin kalan iki maçı piramitçiler arasındaydı... Yani bankamız tenis takımına iki oyuncumuzun gireceği daha o anda kesinleşmişti. İlk olarak Bilal ve ben korta çıktık. Bilal bizim maçtan önce Fikret Bey'le yaptığı maçtan bir miktar yorularak karşıma geldi. Dengeli bir oyunla 6-1 öne geçtim. Sonrasında Bilal'in atağı geldi ve skoru 6-5'e kadar getirmeyi başardı.. Son bir gayretle maçı 9-6 kazanım. Maç boyu göstermiş oluğu tavrı ve centilmenliğinden dolayı kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum.

Biz Bilal ile maçımıza devam ederken yan kortta piramidin iki genç yeteneği Hamdi ve Ozan kılıçlarını.. pardon raketlerini kuşanarak karşı karşıya geldiler. Maç arasında dinlenirken bir ara dönüp bakma fırsatım oldu. Çok güzel bir maç olduğu belliydi. Maç sonucunu öğrendiğimde (9-7) hiç şaşırmadım. Zaten her zaman bu ikilinin maçlarının çekişmeli ve seyri güzel olacağını rahatlıkla söyleyebilirim ! Bu seferki maçı Hamdi hakederek aldı. Bu zaferde son zamanlarda vermiş olduğu emeklerinin çalışmanın etkisi büyük. Çünkü biliyorum ki bizler sezonu kapattıktan sonra, o çalışmaya devam etti. Yine biliyorumki kış döneminde şartları zorlayarak tenis oynamaya devam eden bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda oyuncudan birisidir Hamdi. Ozan'ı da ayrıca tebrik etmek istiyorum. Çünkü sakatlığı yüzünden büyük bir aşkla-tutkuyla sevdiği tenise bir sene ara vermesinin ardından çeyrek finale kadar çıkmayı başardı. Eminim ki; çok yakında piramidimizin ilk sıralarına demir atacak ve seneye (kendini hırpalayıp tekrar tenisten uzaklaşmaz ise-burada taktaya iki kere vurulacak :) ) Bankamız takımında benden ziyade Hamdi ile birlikte boy gösterecek...
Bu maçın ardından terimiz soğumadan Hamdi ve ben yarı finalde İbrahim Bey ve Salim Bey'in karşısına çıktık. Ben elimden geleni yaptım ancak yılların tecrübesi Salim Bey'in karşısında pek varlık gösteremeyerek çabucak havluyu attım. Diğer tarafttan Hamdi, İbrahim Bey'in karşısında çok akıllı ve sabırlı bir oyun çıkararak günün ikinci büyük süprizini yaptı !! ve finale (büyük bir gurur ve takdirle söylüyorum) ismini yazdırarak ve Anıl gibi piramizin yüzakı oldu.. Finallerde sonuç ne olursa olsun oyuncularımızı CANIGÖNÜLDEN KUTLUYOR ve başarılar diliyoruz...

Günün ardından yorgun ama sevinçle gülen iki yüz :)

17 Nis 2009

Merkez Bankası Tenis Turnuvası (Cuma Gününün Ardından)

İlk günün sonunda piramidimizde bulunan 2 erkek oyuncu çeyrek finale yükselirken 3 bayan oyuncumuz da yarı finale çıktılar.

13-19 Nisan Haftası Sonuçlanan Maçlar

Salı:
1. Ebru – Ersel : (5-9)

Çarşamba:
2. Faruk - Hülya : (8-9)

Perşembe:
3. Hülya - Özge Y. : (9-3)

14 Nis 2009

HAFTANIN TÜYOSU -24

RAKİPLERİNİZİ ÇEŞİTLENDİRİN

Diyelim ki, yıllardır hep aynı üç-dört kişiyle tenis oynayan bir arkadaşım var. Onların oyun düzenlerini çok iyi biliyor ve genellikle onları yeniyor. Onların oyununa öylesine alışkın ki, onlarla oynarken düşünmüyor bile...Nadiren farklı bir rakiple oynadığında ise, rakibi kendisinden daha iyi olmasa bile çoğunlukla maçı kaybediyor, çünkü farklı rakiplerle sıkça oynamıyor; yıllardır oyunu aynı seviyede sıkışmış durumda...

Ivan Ledl’a bir antrenör olsanız, oyuncunuzu nasıl yetiştirirdiniz diye sorduklarında şöyle cevap vermiş: “Önce kendisinden daha alt düzeyde oyuncularla oynatırım, sonra kendisinde daha iyi düzeydekilerle oynatırım, ardından kendisiyle aynı seviyedeki oyuncularla nasıl başa çıktığına bakarım.” Bunun faydası sorulduğunda ise Lendl, bu yöntemin oyuncunun nasıl maç kazandığını, neden maç kaybettiğini ve buradan kazandığı tecrübeleri uygulamaya nasıl geçirdiğini gösterdiğini belirtmiştir.

Lendl’ın önerisi amatör oyuncular için de mükemmel bir tavsiye niteliğindedir. Oynadığınız rakipleri çeşitlendirerek yalnızca güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfetmekle kalmayıp farklı oyun stillerine nasıl adapte olacağınızı da öğrenirsiniz.

Eğer amacınız gelişmek ise, kendinizi denemek için farklı seviyelerdeki oyuncularla oynayın. Aksi takdirde kendinizi rahat, ama tekdüze bir oyun tarzı içinde bulursunuz.

Derleyen: Özge Y.

7 Nis 2009

6-12 Nisan Haftası

~~ Sonuçlanan Maçlar ~~
Perşembe:
3. İlyas - Ersel : (9-8)
[Ersel] Bu sezon üçüncü maçımı yaparak üçüncü yenilgimi almış bulunmakatayım. Ne mutlu bana :) Neyseki kış aylarında oluşan paslarım yavaş yavaş açılmakta. Gün be gün oynumdan daha memnun kalmaktayım. İlyas'la geçen sezon yapmış olduğumuz maçları hep tie-break ile kazanmış ya da kaybetmiştim. Bu gün de gelenek bozulmadı, çok çekişmeli geçen bir tie-break'i 10-8 İlyas kazandı.. İlyas bu kadar sert servis atmaya devam ederse karşısındakilerin vay haline !!
2. Özge Y. - Ebru : (9-5) (klasman dışı)
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Salı:
1. Bilal - Ersel : (6-2)(5-7)(2-1) (klasman dışı)
[Ersel] Sezona yenilgilerle başlamak hiç hoş değilmiş :.( Ama hiç önemli değil. Çünkü tenis oynuyor ve yaptığım maçlardan zevk alıyorum. Bilal kış boyu yapmış olduğu tenis faaliyetlerinin semeresini aldı. Geçen sezon ona karşı oynarken sıkışınca backhand'ine attığım toplarla puanlar alabiliyordum. Turan Hoca bu açığını kapatmış. :) Gözüken o ki artık farklı bir taktik geliştirmem gerekecek. Bilal ilk seti çok rahat 6-2 aldı. İkinci sette ben 5-2 öne geçsemde bir oyun daha alıp seti tamamlayamadım. Skor 5-5 oldu.. Son bir gayretle maça asılarak zar-zor seti 7-5 aldım. Kalan sürenin bir seti daha bitiremeyecek kadar kısa olduğunu görünce, 3 oyunluk kısa bir set daha yaptık. Hamdi'nin anti tezahuratları karşısında kaybettim tabii.. :) Güzel bir maçtı. Yenilen bir oyuncu olarak bir Bilal'in karşısına (üstelik klasman maçı yapmak üzere) bir daha çıkmak istiyorum !!

HAFTANIN TÜYOSU -23

YÜKSEK GELEN TOPLAR

Siz de yüksek gelen topları genellikle fileye mi takıyorsunuz? Öyleyse, size unutmuş olabileceğiniz ama çok faydalı küçük bir tavsiye:

Bir dahaki sefere yüksek gelen bir topa vururken diğer kolunuzla topu takip edin ve topa vuruncaya kadar kolunuzu indirmeyin, tıpkı servis atarken yaptığınız gibi.

Bu, omzunuzu veya başınızı çok erken indirmenizi engeller ve yüksek gelen topu fileye takmadan karşı sahaya göndermenize yardımcı olur.

Düzenleyen: Özge Y.

Acının Üstesinden Gel(eme)mek

En son raketi attığında junior liginde oynuyordu, Ekselansları. Biyografisinde yazdığına göre o kadar çok raket kırıyor o kadar çok söyleniyor du ki bunu yapmayı bırakması ancak anne babasının ondan utandıkları için artık onu izlemeye gelmemesiyle oldu.
Son bir yıldır ise o junior Federer'i izliyoruz. İşler hiç de yolunda gitmedi. Nadal'a saygı duyuyordu ve "Oh God, its killing me" deyip ağlayabildi sadece, acizdi. Geçtiğimiz haftasonu ise en nefret ettiği şeyi yaşadı. Miami yarıfinalinde Çokomel'e (Djokovic) karşı oynarken film koptu. Raket yıllar sonra ilk kez Ekselanslarının elinde paramparça oldu..

Oh God, its killing me!!

2 Nis 2009

29 Mart-4 Nisan Tarihleri Arasında Oynanan Maçlar

2 Nisan Perşembe
4. Ozan - Faruk : (8-5) (klasman dışı)

[Ozan] Filenin çok alçak olması oyunu çok etkiledi, gerçek bir maç oldu denemez. Maçın ortalarına doğru kolum çok halsizleşti sakatlıktan ötürü hala çok güçsüz, ama hücum etmeye devam ettim, bütün temel değişik vuruşları yapmaya çalıştım. Umarım bir sakatlık yaşamam tekrardan çünkü ben bu oyunla yaşıyorum, nefes aldığımı hissediyorum. Tutkuyla vuruyorum. Faruk beye teşekkürler.

3. Özge Y. - Ersel : (9-8) (klasman dışı)
Komitenin iki üyesi kapalı bir havada karşı karşıya geldi. Zaman zaman hızını artıran rüzgarın etkisi altında maça başladık. Maç sonrası ATK'da alacağım derse de gideceğim için hafif tempoda başladım. Çok koşturmadan, sabırla karşıya attığım toplar geri geliyordu. Özge de çok sabırlı ve istkrarlı olmaya başlamış. Zaman zaman beni backhandimde zorlayan toplar atıp puanları kaptı.. Ama ikimiz de daha çok basit hatalardan puan kaybettik. Maç 6-6 olana kadar kimse üstünlük sağlayamadı. Bu aşamadan sonra Özge tempoyu artırınca bir anda 8-6 öne geçti. Son bir gayretle durumu 8-8 yapsam da, tie-break'te maçı Özge bileğinin hakkıyla aldı. Tebrikler Özge. :)

1 Nisan Çarşamba
2. İlyas-Hamdi : (9-8) (klasman dışı)
[İlyas'ın yorumu] Görevliye hangi kort diye sorunca hepsi boş hangisinde isterseniz dedi, piramit kardeşliğinin haberi olsun. İkimizin de yorgun olduğu, Hamdi'nin star gibi 5 dakika geç geldiği maç, benim hatalarımla kısa sürede Hamdi'nin 5-1 gibi bi skoru yakalamasına yol açtı. Ben bu seti vereyim ikinci sete bakarız diye düşünürken aklıma oyunun 9 da biteceği geldi ve yüklendim. İyi servis atıp az hata yaparak oyunu 8-8 e taşıdım. Servis attığım son oyunu da alınca sezona Hamdi için bir yenilgi yazmaktan başka çare kalmadı. İyi servislerime bitirici vuruşlar ekleyemediğim için hucum yaparak sonuç alamıyorum. Hamdi ise tam tersine kendisi puanı zorluyor ve zor toplarla rakibine hata yaptırıyor yada zaten puanı almış oluyor. Ama savunmada bir kaç top çıkardıktan sonra Hamdi sabırsız olduğu için bitirici vuruşu yapmaya çalışırken hata yapıyor, ve puanı rakibinin hanesine yazdırıyor. Artık iyi oyun kurabilen, sabırla ve telaşsız oynayabilenin avantajlı olacağı maçlar göreceğiz diye düşünüyorum. Herkese bol tenisli günler bu galibiyeti Ozan'a hediye ediyorum :-)))
29 Mart Pazar
1. Hamdi - Ersel: (9-1) (2-3) (klasman dışı)
[Ersel] Ozan ve Hamdi'nin, piramidin derbilerinden biri sayılabilecek maçlarından sonra, ben de Hamdi'nin karşısına çıktım. Ve ağzımın payını aldım. Her zamanki hain vuruşları yapan Hamdi'yi daha sakin ve sabırlı gördüm. Geçen sene olduğu gibi bu sene de zirveyi elinden bırakmayacak sanırım. Tabi liderliği Ozan elinden almazsa :)

1 Nis 2009

Haftanın Tüyosu-22

VOLE ALIRKEN...
  Vole alırken öne doğru sendeleyip hareketi dengesiz bir şekilde mi bitiriyorsunuz? Ayaklarınız aniden durduğu zaman, vücudunuzun geri kalanının öne doğru hareketi devam eder; tıpkı arabada ani fren yaptığınızdaki gibi...
  Bunu önlemek için topa doğru küçük adımlarla gitmeyi deneyin. Pek çok oyuncu topa giderken çok erken durur, raketi topa tutmak için bir son saniye çabasıyla öne veya yanlara doğru hamle yapar. Bu da oyuncunun dengesini bozar.
  Unutmayın, dengenizi sağlayıncaya ve voleyi dengeli bir şekilde almaya hazır olana kadar, adımlamanızı ayarlamak için fazladan bir-iki küçük adım atmaktan korkmayın.
Düzenleyen: Z. Özge