7 Eyl 2007

3-9 Eylül Haftası Maç Sonuçları;

~~ Pazar ~~
13. Ozan - Ersel : (6-3) (6-2)
Ozan ile ODTÜ korttlarında güzel bir antremanın ardından oldukça zevkli bir maç yaptık. Klasman dışı olduğunda ve de zamanımız da yeterli olduğunda maçı 2 set üzerinden avantaj kuralınını da uygulayarak oynadık. Maçta ikimiz de değişik varyasyonlar denedik. Sonuçta iki seti de alarak gülen taraf Ozan oldu. Eline sağlık Ozan.
~~ Cuma ~~
12. Faruk - Ozan : (9-5)
[Ozan yorumluyor] kaybetmemin ana sebebi rakibim Faruk Bey'in guzel oyunu, oturmuş vuruşları,cok iyi forehandi ve Tecrubesi. Yan sebeplere gelince:
1) Her servis oyunumda en az 1 çift hata (iki tane oyunda da 3 çift hata yaptım). Yani servis oyunum başına nerdeyse 2 çift hata ile oynadım ki bu kabul edilemez bir durum. genel anlamda ilk servisime Allah ne verdiyse tüm vücudumla yüklenirim ve buna cok guvenirim. 9 gun once kendimden çok üst düzey bir oyuncuya karsı 9-8 galip gelirken oyun basına yaptıgım çift hata sayısı 1 bile deildi ve ilk servislerimle oyunu yönlendirmiştim. Bugun yapamamandaki en büyük etkenlerden biri normalde 0.914 metre olması gereken filenin orta noktasının 0.97 metre olması oldugunu mactan sonra ersel abinin mezurası ile ölçerek anladık. 6 cm fark beni bitirmişti :). Bu noktada faruk bey gibi akıllıca oynayıp biraz daha garanti servis atmalıydım ama birinci servisimi istedigim gibi atamadıkca daha da inat yaptım, kendimi inandıramadım, inandıramadıkca da döküldüm :).
2) Bitmek tükenmek bilmeyen top spin sevdam. Her topa spin verilmezmiş kardeşim ben bunu anladım.
3) Tek el Backand slice'ım gayet iyi ama eskiden çok daha iyi olan top spinli çift el backhandimde ve onun slice backhandimle koordine kullanımımda tedirgin oldum, olmaz olaydım.
4) Oyunda bir türlü rahat edip kendi oyunumu kabul ettiremedim, faruk bey'in oturmuş forehand'ine karşılık zayıf olan bakhandini daha iyi değerlendirmem gerekirdi, değerlendiremedim.
5) Ayrıca yanda resmi görülen seyircilerin bana tezahurat etmek yerine su içip sohbet ederek dikkatimi dağıtmasını da eklemeliyim.
6) Unutmadan yazayım; uğurlu çorabımı da giymemişim zaten... Dedim ya file de yüksekti, rüzgar vardı, yağmur yağdı :o pardon yağmadı :) raketim eskiydi, zemin bozuktu :-D ..
Özetlersem; faruk bey daha iyi ve akıllıca bir oyun sergileyerek macı aldı, ama bukez mağlubiyetime pek üzümedim, kendi adıma bazı dersler çıkardım. Çok daha iyisini yapabildiğimi biliyorum. Faruk bey'e beyefendi kişiliğinden ötürü de ayrıca teşekkür ediyorum.
[Faruk'un yorumu] Öncellikle Ozan arkadaşımızın analitik ve doyurucu maç yorumunu takdir etmekle başlamak istiyorum. Maçtan önce uzunca bir süre ısınmamız rakibimin zayıf ve güçlü yönlerini gözlemlemem açısından faydalı oldu. Isınmalardaki ilk gözlemim rakibimin forehand tarafından etkili spin vuruş yapması olmuştur. Bu tür vuruşların panzehiri sürekli backhand tarafına oynamak veya forehandine yüksek toplar (bu vuruşlara tenis zevkini öldüren pislik vuruşlar diyorum ben) atmaktır. Ben de maç boyu bu iki şeyi yapmaya çalıştım. Maç esnasında rakibimin forehandine yüksek gelen toplara spin vurmaya çalışması (ki çok büyük teknik ve güç gerektiren bir vuruştur) hata yapmasına sebep oldu. Şunu belirtmek isterim rakibim her ne kadar basit hatalar (özellikle servis) yapsa da kesinlikle temel vuruş tekniklerine sahip olduğudur. Ayrıca da çok cesur bir maç çıkardı. Özellikle zayıf tarafım olan backhandıma attığı toplardan sonra fileye sık sık gelmesi, atak yapma isteği ve cesaretini göstermesi açısından önemliydi. Kazanmamdaki temel sebep rakibime göre çok daha fazla olan maç tecrübemdi. Rakibim benden daha etkili vuruşlar yaptı. Ancak ben daha az basit hata yaptım. Sonuçta tenisteki temel olgulardan bir tanesi etkili vuruş yapanın değil daha az basit hata yapanın maçı kazanacağıdır. Kanattimce Ozan arkadaşımız gelişimini devam ettirirse ileriki dönemlerde beni çok rahat yenecek bir seviyeye gelecektir (kibarlık olsun diye yazmıyorum kesinlikle).
11. İlker - İlhan : (9-6)

.
.
.
.
.
.
.
.
.

.

10. Metin - Yasemin : (9-5)

[Metin yorumluyor] Yasemin'le keyifli bir maç yaptık. Maç içerisinde hatırımda kalan en önemli özellik, Yasemin'in havadan gelen topların neredeyse tamamını voleyle içeri göndermesi oldu. Tenis adına daha doğru olan vuruşları maçta uygulamaktan da çekinmedim :) Bunların bir kısmı oldukça güzel yerlere gitti :) . Her ne kadar 4 farkla bittiyse de, oyunlardaki puanlar birbirine oldukça yakındı. Mactan sonra kısa bir antrenman daha yaparak, tenisle dolu bir cuma akşamının keyfiyle evlerimize doğru yola çıktık.

[Yasemin'in yorumu] Metin'in isabetli ama yumuşak servislerini karşılamakta güçlük çekmedim. Ancak yumuşak yolladığım topları hep ters köşelere atarak beni zor durumda bıraktı. Genelde yakın puanlarla Metin'in üstünlüğü ile sonuçlanan maçımızda, bir tane söylemeden edemeyeceğim Metin'in lehine 40-0 lık bir oyun da vardı.... Öğreniyoruz ve eğleniyoruz arkadaşlar..

~~ Perşembe ~~

9. İlyas - Şahbende : (9-1)

Acımasız organizasyon komite kararları karşısında yılmayan Şahbende Hanım, İlyas Hanım'ın maç taklifini geri çevirmeye yüzü kalmayınca, korta çıkmak zorunda kaldı. :) Resimlere bakınca nerden çıktı bu "Hanım" lafı diyeceksiniz ama, İlyas maç teklifini e-posta ile yaparken Şahbende ismini bayan ismi olarak düşünerek "Şahbende Hanım" diye mesaja başlamış, Şah'ta cevaben yazdığı mesajda "Maç teklifini kabul ediyorum İlyas Hanım" diyerek espiriyi patlatmış, sebebi bu !... Şah'ı uzaktan seyrettikçe "Ah ahh nerde o eski Şah'ın artistik vuruşları !" demekten kendimi alamadım. Umarım maç "Hanım hanımcık" geçmemiştir de, hem Şah'ın pasları biraz çözülülmüştür, hem de önümüzdeki hafta Hamdi'ye kafa tutmaya niyetlenen İlyas için iyi bir hazırlık maçı olmuştur.:)
.

8. İlhan - Mehtap : (9-3)
Tenis oynamak konusunda çok tecrübe kazanmaya çalışan iki arkadaşımızın maçı nasıl geçti bilmem ama maç sonunda yüzler gülüyordu. Mehtap, Fırtına İlhan'dan kopardığı 3 oynun keyfiyle evinde kendini bekleyen mutfağına döndü.
.
.
.
.
.


7. İrfan - Rıfat : (9-5)
[Ersel yorumluyor] Rıfat ile İrfan arasındaki maç iki oyuncunun da fileye nerdeyse hiç çıkmadığı baseline üzerinde birbirlerinin sabır taşını çatlatmaya dayalı bir maçtı. İkisi de riske girmeyen, karşı tarfın hatasını bekleyen bir oynu tercih etti. Skor 5-5 olana kadar maç başa baş devam etti. Bu aşamadan sonra rakibi daha fazla yorgun olmasına rağmen Rıfat'ın topu çizgi dışına düşüren vuruşları fazlalaşınca maç çözüldü ve galibiyete uzanan taraf İrfan oldu...

Maç günü İrfan üzerine bahse girmek üzere Ozan'a epey takıldım ama malesef kandıramadım. Maçtan önce İrfan'a bundan bahsettiğimde kendi üzerine kendisinin bile bahse girmeyeceğini söyledi. Ancak maç sonunda haklı çıkan ben oldum. İrfan'la yaz kış demeden Ahlatlıbel kortlarında boşuna terlememişiz. Şu anda ikimizin de ikinci basamağı paylaşıyor olması beni hem sevindiriyor hem de gururlandırıyor. Yanlız İrfan'ın maç sırasında söylemiş olduğu bir söz var; "yaşlanmışız Ersel koşamıyorum..." Kendisine maç sırasında ne kadar fark ettirmemeye çalışsamda "Hadi İrfan beni Ahlatlıbel'de bir sağa bir sola koşturduğun günleri hatırla !" diye destek çıksam da o anda ben de aynı düşünceler içerisindeydim... Gençlerin nefesi ensemizde ve bizler de çabuk yorulan tecrübeli delikanlılarız. Şimdilik nefesimiz yetse de, gençlerin gün be gün geliştiğini, bize yetiştiğini hatta geçmek üzere olduklarının ben de farkındayım. Tecrübelerimize sığınıp yerimizde saymamız, kendi adıma biraz burukluk yaratsada hem Rıfat, hem Ozan, hem de Hamdi'nin gelişim göstererek tenisteki ilerlemelerini görmem onların adına mutlu olmama sebep oluyor.
*
~~ Çarşamba ~~
6. Emre - Celil : (9-3)
~~ Salı ~~
5. Metin - Melis : (6-9)

[Metin yorumluyor] Günün spor ayakkabı konusunda sorunsuz geçen tek maçında, Melis kendini zorlamadan rahat bir galibiyet aldı. Maç öncesi yaptığımız antrenmanda afalladığımi itiraf etmeliyim. Melis, daha once pek karşılaşmadığım şiddette 'spin'li ve sert toplar atarak, son günlerin deyimiyle, ezberimi bozdu. Maç da bu şekilde geçerse hezimet kaçınılmaz diye düşünürken, Melis maç esnasında biraz da nezaket göstererek (tam tersi yönde olması gerekmiyor muydu? :) ) vuruşlarını biraz yumuşattı. Daha sonra benim teşvikimle file önüne de çıkarak maç içerisinde daha da zevkli 'rally'ler yaşanmasını sağladı. Melis'in güzel oyununda bütünü olusturan parçalar arasında diğerlerini göre biraz geride kalan servisleriydi. Bunun dışında, geçmisi çok uzun olmamasına rağmen birçok başarıyla dolu olan ve sadece tenis alanında değil diğer birçok spor dalında da faaliyet gösteren bu genc arkadaşımızla yaptığım maç amacına ulaşıp, bana hem keyif verdi, hem de iyi bir oyuncudan tenis adına birşeyler kapmak için faydalı oldu.
4. Hamdi - Ersel : (9-3)
[Ersel yorumluyor] Maç, benim spor ayakkabılarımı evde unutmam yüzünen nerdeyse başlamadan bitecekti. Organizasyon komitesinde olduğum için yapmış olduğum bu unutkanlığı utanarak söylüyorum. Neyseki bir mucize gerçekleşti de korttaki görevliler fırıncı küreği gibi olan ayaklarıma uygun bir çift ayakkabı bulabildi.Maç için ısınırken Ebru yanımıza geldi ve "organizitör arkadaşım ayakkabımı unuttum bana uygun ayakkabı bulabilir miyiz?" diye sormaz mı ?!.. Tabii ben dumura uğradım. "Ebru espiri yapıp benimle dalga mı geçiyor acaba?" diye düşünerek yüzüne baktım, ama gayet ciddi olduğunu gördüm. Ayağımdaki ayakkabıyı göstererek "Ben de unutum, bana buldularsa sana da bulabilirler belki!" diyerek onu görevlilere yönlendirdim. Sanırım bugün; Dünya Ayakkabı Unutma günü diyerek maça döndüm..
Hamdi maçın tamamında üstün oynadı. Servisleri olsun sahanın uzanamayacağım taraflarına gönderdiği fileye teğet geçen toplar olsun çeşitli varyasyonlar kullanarak nerdeyse hiç koşmadan çok rahat bir galibiyet aldı. Atmış olduğu derin toplar çoğunlukla benim yapmış oluğum basit hatalar yüzünden geri döndürülemedi. Her yönden maçta baskın olduğunu kabul etmeliyim. Maç sonunda elimdeki raketin bana uygun olmadığını, daha profesyönel bir raketle oynamam gerektiğini söyleyecek kadar da nezaket sahibiydi. Bence bugün söylenmesi gereken; raketin bana değil, benim rakete uygun olmadığımdı... Tekrar tebrik ediyorum.
[Hamdi'nin yorumu] Organizasyon Komitesinin bana karşı kabul edilemez tutumu, "head"imde raket paralamalar, maçtan önce ayakkabımı unuttum bahanesi ile maçı iptal etmeye çalışmalar.. Bu bizans oyunlarına bir de şunu eklemeliyim; her ay piramitteki yerine bakılmaksızın bir oyuncunun, piramidin en üstündeki oyuncuya maç teklif edebileceği yolunda duyumlar almış bulunuyorum! Bu entrikaları piramidimizin bağımsız yapısına açık bir saldırı olarak görüyorum. Gerekirse "raket bırakma"ya varabilecek bir eylem kararlılığı içerisindeyim..Saygı değer arkadaşlarımın bilgisine sunarım.
Maça gelecek olursak; Ersel Abi ile tanışıklığımız Bankamızın turnuvasında ilk maçta kendisine elenmemle başladı. Dün biraz ayakkabı biraz da raketten kaynaklanan olumsuzluklardan dolayı Ersel Abi kolay teslim oldu. Haftaya nişanımdan sonra (harap düşeceğimi tahmin ederek) bana tekrar oynama teklif etti. Ben de kabul ettim :) Maçta gösterdiği performanstan dolayı kendisini tebrik ediyorum, ikinci servisi az olsun diyorum :)

3. Rıdvan - Ebru : (9-4)
Benim yaşadığım ayakkabı krizinin aynısını yaşayan Ebru, son kozunu oynadı ve kendine bir ayakkabı satın alarak krizi atlattı. Ancak krizi atlatmaktaki becerisini sanırım maçı almak için kullanamadı. Rıdvan'ın inatçı oynu karşısında maçta tutunamadı ve maçı kaybetti.
[Rıdvan'ın yorumu] Ebru korta topuklu ayakkabılarla gelince beni gözüne kestirdi spor ayakkıbılarını giymeye bile tenezzül etmedi diye düşündüm. Ancak durum farklıymış. Ayakkabı torbasını getirmiş fakat içine bakmayı unutmuş. ATK'dan indirimden bir çift güzel ayakkabı tedarik edince geç de osa maça başlayabildik. Ebru fileye takılmazsa etkili servisler kullanıyor. Oynadığım rakipler içinde en etkili ikinci servislerdi (Birinciyi söylemeyeceğim,
herkes üstüne alınabilir). Yalnız yorulunca fileye çok takılıyor. Yeni ayakkabılara alışamamış olması nedeniyle ilk oyun sonunda yorulması benim işimi kolaylaştırdı. Sonuçta eğlenceli bir maç oldu. Teşekkür ediyorum.

~~ Pazartesi ~~
2. Ersel - Emre : (9-8)
[Ersel yorumluyor] Tatil bana yaramamış. Maçın sonucu yüzünden bunu söylemiyorum. Maç içerisinden gösterdiğim düşük performans ve kötü vuruşlarım yüzünden söylüyorum. Emre ilk servislerini biraz daha isabetli kullansa ve fileye takmasa benim için maç sonucu gerçekten hezimet olacaktı. Emre ile ilk oynumuzda daha uzun rally'ler çıkarmıştık. Oyunu ancak tie-break'i 7-3 lehime sonuçlandırarak alabildim...
[Emre'nin Yorumu] O bir yetenek avcısı ! O bir organizatör ! O bir servis-vole ustası ! Ayrıca kendisi benim tenis federasyonu başkan adayım! Ersel Bey beni ilk resmi maçımda yenen kişi olarak tenis kariyerimde önemli bir yere sahip. Hala da yeniyor gerçi :) Ama dün gerçekten çok yaklaşmıştım yenmeye, tecrübesiyle maçı almayı bildi. Kendisini tebrik ediyorum. Bir daha onu böyle yakalayabileceğimi sanmıyorum. Önümüzdeki maçlara bakıcaz :)
1. Rıfat - Celil : (9-3)
[Celil yorumluyor] Öncelikle şunu söylemeliyim, maç başa baş geçti yani rıfat eze eze yendi. Ersel'inde daha önce söylediği gibi galiba ben güreşe şey.. tenise doymuyorum. En kısa zamanda Rıfat'tan yine maç isteyeceğim.

Hiç yorum yok: